✈️ Uçuş Ekiplerinde Görünmeyen Tehlike: Kanser, Kalp Krizi ve COVID-19 Sonrası Etkiler
Son zamanlarda uçuş ekiplerinden kaptan ve kabin personeli meslektaşlarımızı genç yaşta sağlık sorunları nedeniyle kaybettiğimize dair haberler aldık. Bazıları kanser nedeniyle, bazıları ise ani kalp krizleri sonucunda hayata veda etti. COVID-19 pandemisinin ardından da birçok havacılık çalışanında devam eden sağlık sorunları görülmeye başlandı.
Bu kayıplar, uçuş ekiplerinin maruz kaldığı yüksek riskli çalışma koşullarının artık daha ciddi ve bilimsel şekilde ele alınması gerektiğini gösteriyor. Gökyüzünde geçen binlerce saat, sadece yorgunluk ve stres değil; aynı zamanda ciddi sağlık riskleri de barındırıyor.
🧬 Kanser Riski: Kozmik Radyasyonun Sessiz Etkisi
Uluslararası araştırmalar, özellikle pilot ve kabin ekiplerinde bazı kanser türlerinde ciddi artışlar olduğunu ortaya koyuyor:
-
Melanom (cilt kanseri) riski %75 ila %87 daha fazla.
-
Tiroid ve prostat kanseri riskleri de belirgin şekilde artmış durumda.
-
UV ışınları, kozmik radyasyon ve düzensiz yaşam ritmi, bu tür kanserlerin başlıca tetikleyicileri arasında.
Özellikle yüksek irtifalarda ve kutup hatlarında uçuş yapan personelin bu etkilerden daha fazla etkilendiği gözlemlenmiştir.
❤️ Kalp Krizi: Ani Kaybın En Sinsi Nedeni
Son yıllarda genç yaşta kalp krizi sonucu yaşanan ölümler, sadece genel toplumda değil, havacılık çalışanları arasında da gözle görülür biçimde artmıştır. Bu durumun başlıca nedenleri arasında şunlar sayılabilir:
-
Yüksek stres seviyesi
-
Uyku düzensizliği ve jet lag
-
Uzun uçuş saatleri ve yetersiz dinlenme
-
Pandemi sonrası yaşam tarzı değişiklikleri
-
Göz ardı edilen hipertansiyon ve kolesterol sorunları
Kalp krizi, çoğu zaman belirti vermeden ani şekilde meydana geldiği için, düzenli kardiyolojik kontroller ve dinlenme hakkının önemi her zamankinden büyüktür.
🦠 COVID-19 Sonrası Etkiler: Geçmedi, Sadece Şekil Değiştirdi
Pandemi, uçuş ekipleri için yalnızca bulaş riski değil, uzun vadeli etkiler bakımından da önemli bir tehdit oluşturmuştur. Bugün hâlâ birçok havacılık çalışanı şu şikayetlerle mücadele etmektedir:
-
Sürekli yorgunluk (post-COVID fatigue)
-
Kalp ritmi bozuklukları (aritmi)
-
Akciğer kapasitesinde azalma
-
Kronik öksürük ve solunum sorunları
-
Beyin sisi (konsantrasyon zorluğu, unutkanlık)
Bu etkiler, uçuş emniyetini dolaylı yoldan tehdit edebilecek kadar önemlidir ve kesinlikle ihmal edilmemelidir.
🩺 Erken Teşhis: Hayat Kurtarır
Uçuş ekiplerinin yıllık check-up taramaları mutlaka aşağıdaki testleri kapsamalıdır:
-
Kardiyoloji kontrolleri (EKG, efor testi, EKO)
-
Dermatolojik ve onkolojik muayeneler
-
Tiroid ve hormon testleri
-
Tümör belirteçleri ve kan tahlilleri
-
Akciğer fonksiyon testleri ve BT taramaları
-
COVID sonrası spesifik değerlendirmeler (kan gazı, D-dimer, efor kapasitesi)
Erken tanı sayesinde hem kanser hem de kalp krizi riski kontrol altına alınabilir, COVID sonrası oluşabilecek kronik hasarlar da erkenden fark edilerek önlem alınabilir.
🛡️ Korunmak İçin Ne Yapmalıyız?
🧴 UV ve Kozmik Radyasyondan Korunma
-
Güneşli saatlerde uçuş azaltılmalı, mümkünse gece uçuşları tercih edilmeli.
-
Uçak camları UV filtreli olmalı, koruyucu gözlük ve güneş kremi kullanılmalı.
-
Radyasyon dozu takip edilmeli.
🍎 Beslenme ve Egzersiz
-
Damar sağlığını destekleyen Akdeniz tipi beslenme uygulanmalı.
-
Trans yağ ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı.
-
Haftada en az 3 gün düzenli egzersiz yapılmalı.
🧘♂️ Uyku ve Stres Yönetimi
-
Uçuş programlarında yeterli dinlenme süresi bırakılmalı.
-
Psikolojik destek ve stres yönetimi eğitimleri yaygınlaştırılmalı.
-
Uykusuzluk, çarpıntı ve nefes darlığı gibi şikayetler hafife alınmamalı.
🏛️ Kurumsal Sorumluluk ve Sendikal Talep
Uçuş personelinin sağlık güvenliği, sadece bireysel farkındalıkla değil, kurumsal önlemler ve düzenlemelerle sağlanabilir:
-
SHGM ve havayolu firmaları; kanser, kalp hastalığı ve post-COVID takibi için özel sağlık protokolleri geliştirmelidir.
-
Uçuş planlamasında dinlenme süreleri, UV/radyasyon dozları ve pandemi sonrası sağlık durumları dikkate alınmalıdır.
-
Uçuş ekiplerine özel “sağlık riski izleme sistemleri” kurulmalı ve veri temelli bilimsel yaklaşımlar desteklenmelidir.
✊ Sonuç: Artık Görmezden Gelinemez
Gökyüzünde görev yapan binlerce havacılık çalışanı, her gün emniyetli uçuşlar için büyük bir sorumluluk üstleniyor. Ancak onların sağlıkları da tıpkı uçakların periyodik bakımları gibi sistematik ve profesyonel olarak korunmalı.
Kanser, kalp krizi ve COVID-19 sonrası etkiler; uçuş ekipleri için artık istisna değil, gerçek birer mesleki tehdit haline gelmiştir. Bu nedenle hem bireyler hem kurumlar olarak “farkında olmak” değil, “harekete geçmek” zorundayız.
Unutulmamalıdır ki, uçuş emniyeti sadece havada değil, yerde de başlar.