10 Kasım – Atatürk’ü Anlamak ve Geleceği İnşa Etmek

10 Kasım – Atatürk’ü Anlamak ve Geleceği İnşa Etmek

Hava-Sen’den; Düşünce, Emek, Adalet ve Üretim Üzerine

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 87. yılında saygı, minnet ve derin bir özlemle anıyoruz.

Ancak 10 Kasım yalnızca bir anma günü değildir. Bu gün, Atatürk’ü anlamak, onun kalkınma hamlesini, üretim vizyonunu, özgür düşünceye dayalı çağdaş toplum hedefini yeniden hatırlamak günüdür.


Düşünce Özgürlüğü – Gelişimin İlk Şartı

Atatürk’e göre düşünce özgürlüğü, ilerlemenin temelidir.

“Düşünmek en büyük güçtür. Millet, ancak düşünce özgürlüğüyle yükselir.”

(Nutuk, 1927)

Eleştirel düşünen, sorgulayan ve bilimle yol alan birey, toplumun da ilerlemesini sağlar.

Bugün havacılıktan sanayiye kadar her alanda gerçek yenilik, ancak özgür düşüncenin hâkim olduğu bir iklimde filizlenebilir.

Sendikalar, kurumlar ve liderler; farklı fikirlere açık, şeffaf ve katılımcı bir yapıyı korumakla bu mirası yaşatırlar.


Hukuk ve Adalet – Cumhuriyet’in Temeli

“Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz.”

(Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II)

Atatürk, her yurttaşın hakkını eşit biçimde koruyan bir hukuk düzeni kurmak istemiştir.

Bugün de çalışan haklarının güvence altında olması, emek-sermaye dengesinin adil biçimde sağlanması, Cumhuriyet’in gerçek anlamda yaşaması demektir.

Adalet, sadece mahkemelerde değil; iş yerinde, kurumda, sendikada, yönetişimde hissedilmelidir.


Bilim, Eğitim ve Yenilik – Gelişim Odaklı Cumhuriyet

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”

Atatürk’ün bu sözü, Cumhuriyet’in kalkınma stratejisinin özüdür.

Köy enstitüleri, teknik okullar, üniversite reformu gibi adımlar; ülkenin entelektüel ve teknik kapasitesini yükseltmek içindi.

Bugün bu anlayış, havacılıktan savunma sanayine kadar her sektörde teknoloji temelli kalkınmanın pusulasıdır.

Bilgiye, araştırmaya ve eğitime yapılan yatırım; bağımsızlığın teminatıdır.


Üretim Odaklı Ekonomi – Bağımsızlığın Gerçek Anlamı

“Siyasi bağımsızlık, ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.”

Atatürk döneminde kurulan şeker, dokuma, demir-çelik, uçak ve kâğıt fabrikaları; birer kalkınma sembolüydü.

O’nun hedefi, ithalata dayalı değil, yerli üretim ve ihracata odaklı bir ekonomi yaratmaktı.

“Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti bağımsız yaşamayı sever.”

Bugün de bu vizyonu sürdürmek; ithal-bağımlı tüketimden uzaklaşıp, üretim zincirini güçlendirmekle mümkündür.

Teknoloji geliştiren, katma değeri yüksek ürünler üreten bir Türkiye; Atatürk’ün ekonomik bağımsızlık idealine en yakın Türkiye’dir.


Yerli Malı ve İhracat Kültürü – Ulusal Onurun İfadesi

“Türk malı, Türk işçisinin alın teridir. Onu korumak milli görevdir.”

(Atatürk’ün Ekonomi Görüşleri, 1933)

Yerli üretimi teşvik etmek, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir bilinçtir.

Bugün yerli üretim anlayışı, küresel rekabetin içinde kalite, inovasyon ve sürdürülebilirlik ile birleşmelidir.

Her sektörde olduğu gibi havacılıkta da yerli teknoloji ve milli tasarım geleceğin anahtarıdır.


Sermaye ve Emek Arasında Dayanışma

Atatürk, kalkınmayı bir sınıf mücadelesi değil, dayanışma hareketi olarak görmüştür.

1930’larda yaptığı konuşmalarda “İşçi, çiftçi, tüccar ve sanayici arasında dayanışma esastır.” diyerek sosyal adaletin temelini bu birliktelikte bulmuştur.

Gerçek refah; emekçinin hakkının korunduğu, sermayenin üretime yönlendirildiği, kazancın adil paylaşıldığı bir düzende doğar.


Havacılık Sektörü: Atatürk’ün Ufkundan Geleceğe

“İstikbal göklerdedir.”

Atatürk’ün bu sözü, yalnızca bir ilham değil, bir vizyondu.

O, havacılığın geleceğin bağımsızlık alanı olduğunu öngörmüştür.

Bugün bu söz, havacılık emekçileri ve kurumları için yeniden anlam kazanmalıdır.

Havacılık sektörü, Türkiye’nin teknoloji ve hizmet ihracatında lokomotif güç olma potansiyeline sahiptir.

Bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için:

  1. Eğitim ve yetkinlik yatırımı: Pilot, teknisyen, yer hizmetleri ve yönetici kadrolarda sürekli eğitim ve dijital dönüşüm desteklenmelidir.

  2. Yerli üretim: Uçak parçası, bakım ekipmanı, simülatör ve yazılım teknolojilerinde yerli üretim teşvik edilmelidir.

  3. Yeşil havacılık: Karbon salımını azaltan, çevre dostu teknolojilere yatırım yapılmalı; Türkiye bu alanda bölgesel lider olmalıdır.

  4. Uluslararası işbirliği: Türk havacılığının markalaşması için devlet, özel sektör ve sendikalar koordineli çalışmalıdır.

  5. Emek ve refah dengesi: Havacılık çalışanlarının emeği korunmalı; adil ücret, iş güvenliği ve mesleki itibar öncelik olmalıdır.

Hava-Sen olarak bizler, Atatürk’ün “göklere uzanan istikbal vizyonunu” sadece hatırlamakla kalmıyor; onu çağın gereklerine uygun biçimde geliştirmeyi görev biliyoruz.


Sonuç: Atatürk’ü Anmak, Onun Yolunda Üretmek ve Gelişmektir

“Çalışmadan, üretmeden, yorulmadan rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini kaybederler.”

Atatürk’ü anmak, çalışmanın, üretmenin, adaletin ve özgürlüğün değerini yeniden hatırlamaktır.

10 Kasım, geçmişin hatırlanmasının ötesinde; geleceğe ışık tutan bir vizyonun günüdür.

Hava-Sen olarak bizler, Atatürk’ün “üreten, düşünen, adil ve özgür Türkiye” hayalini yaşatmaya, havacılık sektörünü bu idealle geleceğe taşımaya kararlıyız.

Ruhu şad, mirası yolumuzun ışığı olsun.


📘 Kaynakça

  • Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk (1927)

  • Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II

  • Afet İnan, Atatürk’ün Ekonomi Görüşleri

  • Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayınları

error: Tüm hakları saklıdır !!!