Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de görev yapan meslektaşımız uçak bakım teknisyeni Yusuf Altun, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan bir iş kazasında hayatını kaybetmiştir. Öncelikle genç yaşta aramızdan ayrılan Yusuf Altun’a Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, mesai arkadaşlarına ve tüm havacılık camiasına başsağlığı diliyoruz.
Bu elim kayıp, bir kez daha göstermiştir ki havacılık emniyeti ile iş sağlığı ve güvenliği aynı zincirin ayrılmaz halkalarıdır. Uçuş emniyeti nasıl en küçük ihmale tahammül etmiyorsa, teknisyenlerimizin, pilotlarımızın, kabin ve yer personelimizin güvenliği de aynı ciddiyetle korunmak zorundadır.
Acı Gerçekler – 2024 İstatistikleri
- 2024’te ülkemizde 733.646 iş kazası yaşandı. Bu rakam, 2023’e göre %8 artış demektir.
- 1908 işçi hayatını kaybetti. Bunların 552’si inşaat, 298’i taşımacılık, 122’si metal, 113’ü gıda ve 105’i ticaret sektöründe gerçekleşti.
- Çocuk işçilerde kaza oranı %20 artarak 18.000’e çıktı; 10 çocuk işçi yaşamını yitirdi.
- 60 yaş üstü emekçilerde %30 artış görüldü: 9.000 kaza ve 233 ölüm kaydedildi.
- En riskli iller: İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya. Bu şehirler toplam iş cinayetlerinin %40’ını oluşturuyor.
Havacılık sektörü de “yüksek riskli işler” arasında yer alıyor. Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı’na göre, bakım ve yer hizmetlerinde yaşanan kazaların %80’i önlenebilir nitelikte.
Bu ölümler “kader” değil; önlenmeyen ihmallerin kanıtıdır.
Neden Bu Kazalar Yaşanıyor?
- Zaman baskısı: Uçakların hızlı şekilde sefere hazırlanma zorunluluğu.
- Yetersiz iş güvenliği kültürü: Kuralların kâğıt üzerinde kalması, sahada uygulanmaması.
- Personel yorgunluğu ve vardiya baskısı.
- Ekipman ve prosedür güvenliğinin ikinci planda kalması.
Sormak zorundayız: Bizim insan kaynağımız bu kadar ucuz mu?
Sendikalar Neden Sessiz?
Bir diğer acı tablo da budur:
Birçok sendika, bu tür olaylarda yalnızca sosyal medya mesajı atmakla yetiniyor. Çalışanın hakkını korumakla yükümlü olan örgütler, çoğu zaman sessiz kalıyor. Bu sessizlik, işverenin sorumluluk almamasına ve iş kazalarının “olağan” hale gelmesine yol açıyor.
Hava-Sen Olarak Çağrımız:
- İş sağlığı ve güvenliği, uçuş emniyetinin ayrılmaz parçasıdır.
- THY Teknik’te ve tüm havacılık kuruluşlarında kazaların sebepleri şeffaf biçimde açıklanmalı, tekrarını önleyecek yapısal tedbirler alınmalıdır.
- Çalışanlar yalnızca “insan kaynağı” değil; can taşıyan emekçilerdir. Onların güvenliği, kâr ya da hız baskısının önüne geçmelidir.
- İş kazaları “kader” değil; alınmayan önlemlerin, ihmal edilen eğitimlerin ve yapılmayan denetimlerin sonucudur.
Sonuç Olarak;
Teknisyenimiz Yusuf Altun’un çok acı kaybı, tüm havacılık camiasına çok ağır bir ders olmalıdır. Peki soruyoruz: Yoksa, Sn. Yusuf Altun çoktan unutuldu mu?
- Sorumlular mutlaka hesap vermelidir.
- THY Teknik ve tüm havacılık işletmelerinde iş güvenliği yalnızca kâğıt üzerinde değil, sahada uygulanmalıdır.
- Çalışanların canı, kâr ve zaman baskısına feda edilemez.
- Bu ölümler kader değil; sistematik ihmalin ve ihmalkâr politikaların sonucudur.
- Bir daha hiçbir teknisyenin, pilotun, kabin memurunun veya yer personelinin iş kazasında hayatını kaybetmediği bir sektör yaratmak mümkündür.
- Bunun yolu; sendikaların, işverenlerin ve kamu otoritelerinin ortak sorumluluk almasıdır.
Hava-Sen olarak, üyelerimizin ve tüm havacılık emekçilerinin güvenliği için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Emekçinin canı pazarlık konusu olamaz.
Kaynak: Veriler internet ortamından derlenmiştir.
Açık Haber Kaynaklarından Açıklamalar:
Sn. Yusuf Altun’un hayatı kaybettiği iş kazası ile ilgili açıklamalara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.



